ABD Başkanı Obama, ara seçimlerde Kongre’de çoğunluğun Cumhuriyetçi Parti’ye geçmesinin ardından Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında, IŞİD ile mücadele ve İran konularına da değindi. Obama’nın sözleri Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere dış politikasını da boşa düşürdü. Obama’nın sözleri şöyle;
“IŞİD’e karşı askeri güç kullanımına yönelik yeni bir yetki için Kongre ile temaslara başlayacağım. Dünya bizim bu çabanın arkasında birleşmiş vaziyette olduğumuzu ve ordu mensuplarımızın açık ve tam desteğimizi hak ettiğini bilmeli. Kongre’nin sağlayacağı yetki geçmişteki savaşlara değil şimdikine uygun hale getirilmeli. Şimdi farklı bir düşmana sahibiz. Strateji farklı. Irak, diğer Körfez ülkeleri ve uluslararası koalisyonla nasıl ortaklık kurduğumuz, farklı biçimde yapılanmalı. Dolayısıyla Kongre’den alınacak yetki, sadece önümüzdeki 2 ya da 3 aydaki değil, ilerleyen süreçteki stratejimizi yansıtmalı.’’
‘IŞİD’e karşı savaşı kazanıyoruz’ demek için zaman çok erken bu uzun vadeli bir plan. Suriye konusunda da durum karmaşık ve kısa zaman içinde çözülmeyecek. Suriye’deki odak noktamız, tüm Suriye meselesini çözmek değil, IŞİD’in faaliyet gösterebildiği alanları izole etmek. ABD ordusunun operasyonları sayesinde IŞİD şu anda daha kırılgan bir pozisyonda ve daha zor hareket ediyor. Suriye’de bizimle sahada ortak olarak görev yapabilecek ılımlı bir muhalefeti bulmak “işin en zor tarafı”nı oluşturuyor. Suriye’de birbirinden farklı özelliklere sahip çok sayıda muhalefet grubu var.
Bu gruplar hem birbirleriyle hem de rejimle savaşıyor. Bizim yapmaya çalıştığımız şu; birlikte çalışabileceğimiz, güvendiğimiz, üzerinde araştırma yaptığımız, IŞİD’in elindeki bölgelerin yeniden ele geçirilmesine yardımcı olabilecek ve nihayetinde siyasi müzakerelerde masaya oturma sorumluluğuna sahip taraf işlevi görebilecek çekirdek bir grup bulmak. Suriye’de daha istikrarlı, etkili, birbirine bağlı ve ılımlı bir muhalefet oluşmasına çalışıyoruz. Ancak kazandığımız ya da kazanmadığımızın tek ölçütü bu değil.
İlk odak noktamız, IŞİD’ın Irak’ın dışına atılması. Suriye’de yaptığımız öncelikle, IŞİD’in yeniden ikmal, militan gönderme ve Suriye sınırı üzerinden geri dönme kapasitesinin azaltılması, Irak ve Suriye arasındaki sınırı yeniden oluşturup Irak’ın güvenlik ve topraklarının kontrolünü yavaş yavaş yeniden kazanmasına yardımcı olmak.
Suriye’de olanlara dair, IŞİD’in operasyonlarının boyutunu azaltmak için uğraşmak zorunda olduğumuz başka hususlar da var. Örneğin, IŞİD’e karşı durmayı başarabildikleri ve bizim de IŞİD mevzilerini sürekli ve etkili biçimde vurabildiğimiz Kobani’deki Kürtlere desteğimiz. Bunu sadece Suriye meselesini çözmeye çalıştığımız için yapmıyoruz. Bunun bir nedeni de IŞİD’i daha fazla zayıflatmak ve dolayısıyla Irak’ı içeren bir numaralı misyonumuzu yerine getirebilmemiz için bize fırsat veriyor olması.
ABD’nin güçlü yaptırımları sayesinde İran ilk kez ciddi biçimde müzakerelere katıldı. Uluslararası toplum da bu konuda uyumlu ve bütünlük içinde hareket ediyor. Bazı konularda farklılıklarımız olan Rusya gibi ülkeler bile bu hususta bize katıldı ve bizimle çalıştı. Gerçekten bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı, gelecek üç-dört hafta içinde göreceğiz.”
