Çanakkale Biga’ya bağlı Karabiga’da yapılmak istenen termik santrale karşı uzun bir süredir mücadele ediliyor.
Karabiga kent merkezinin yanı başında CENAL Elektrik tarafından yapılmak istenen termik santralin, Kaz Dağları Milli Parkı’nın yanı sıra, tarımı, balıkçılığı ve bölgedeki doğal yapıyı bozacağını bilen halk, termik santral için alınan ÇED olumlu kararına karşı dava açtılar.
Açılan davalarda mahkeme gerek termik santralin yöreye etkilerinin tam olarak incelenmemesi, gerekse çalışması durumunda telafisi olanaksız zararlara yol açabileceği gerekçesiyle ÇED izinlerini iptal etmişti. Mahkeme kararında ayrıca Anayasa’nın 35’inci maddesine vurgu yaparak, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğu hatırlatılmış, termik santralin neden o bölgede kurulmaması gerektiği tek tek anlatılmıştı.
Adı son dönemdeki ses kayıtlarında halka küfür etmesiyle gündeme gelen, AKP’ye ve Başbakan Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Cengiz İnşaat tarafından yapılmak istenen termik santralle ilgili ÇED olumlu belgesi alınabilmesi için ortaya konan kurnazca plan da yine bu mahkeme kararı ile boşa çıkarılmıştı. Termik santrali dört ayrı proje halinde bölen şirket böylece birbirinden bağımsızmış gibi gösterdiği deniz deşarjı, kül depolama alanı gibi bölümlerle ilgili olumlu kararlar almıştı. Bu oyunu fark eden mahkeme ise, ÇED yönetmeliğine göre bu projenin tek bir entegre proje olduğunu ve ayrı düşünülemeyeceğini, bu nedenle tek bir ÇED hazırlanması gerektiğini kaydetmişti.
Avukat Cömert Uygar Erdem Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğüne, Çanakkale’nin Biga ilçesi Karabiga beldesinde Mehmet Cengiz’in de ortağı olduğu CENAL Elektrik AŞ tarafından yapılmak istenen termik santrale ilişkin olarak Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında başvurdu ve projeyle ilişkin bilgi ve belgelerle birlikte, projenin ayrıntıları içeren izin yazışmalarını da talep etti. Ancak Müdürlük, bu yazışmaların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda yer alan istisnalardan “Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler” ve “ticari sır” olduğunu öne sürerek reddetti.
Avukat Erdem ise bu karar üzerine Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna itirazda bulundu. Kuruldan ise önemli bir karar geldi. İstenilen belgelerin “Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler” ve “ticari sır” kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve Avukat Cömert’in taleplerinin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 5. maddesinin, “Kurum ve kuruluşlar, bu kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler” hükmü uyarınca karşılanması gerektiğine karar verdi.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında başvurulan kamu kurumları verdikleri yanıtlarda, pek çok kez benzer gerekçelerle belge ve bilgi vermeyi reddediyor. Böylece, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve dava açma süreçleri uzuyor.