1 Mayıs öncesi sendikaların farklı yerlere çağrı yapması üzerine 1 Mayıs’a birlikte çıkalım kararı alan direnişteki işçiler, sonrasında da hem patronun saldırılarına karşı hem de sendikal bürokrasiye karşı ortak hareket etme kararı aldı.

Evrensel’den Vedat Yalvaç’ın haberine göre; bir araya gelen Greif, Kumport, Kazova, Feniş Aliminyum’daki işçilerle Karşı Gazetesi ve Tempo çağrı merkezi çalışanları ortak platform oluşturdu. Kumport ve Tempo çağrı merkezi işçileri, 1 Mayıs’a ortak pankartla katılan Greif ve Kazova işçileri ile Karşı gazetesi çalışanlarının ortaklığına 1 Mayıs sonrası katılmış.

TİS’teki talepleri karşılanmayan ve 60 gün boyunca fabrikayı işgal eden Greif işçilerinden Orhan Purhan, hem işçilere dönük saldırılara hem de direnişler önünde çok büyük bir engel olan sendikal bürokrasiye karşı ortak bir cephe açmak için böyle bir karar aldıklarını ifade ediyor. Bu birlikteliği yapılacak ortak eylemlerle daha net bir şekilde ortaya koyacaklarını belirten Purhan, bu mücadelenin doğrudan politik bir mücadele de olacağına dikkat çekiyor.

Çemberimizi genişleteceğiz

Taşeronlaşmaya, hak gasplarına karşı birçok yerde direnişlerin gerçekleştiğini ancak bu direnişlerin desteksiz ve yalnız kaldıkları için patronlar tarafından rahatlıkla kırıldığına dikkat çeken Purhan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sendikalar ‘yasal prosedüre’ yaslanarak direnişleri yavaşlatıyor, zamana yayıyor ve sonunda kırıyor. Buna karşı yeni bir sendikal anlayış yaratma çabası içerisindeyiz. Radikal işçi eylemlerinin olduğu bir dönemde, bu birliktelik eylemlerin lokal eylem olarak kalmasını önleyecek.”

Purhan, fabrikalara giderek örgütsüz işçilere mücadelelerini anlatarak bu çemberi büyüteceklerini söylüyor.

Patronlara karşı birlik kuracağız

Patronların her zaman kendi aralarında büyük bir beraberlik kurduğunu dile getiren, Kumport Liman işçisi Samet Sinen, “Biz de bu birlikteliğe karşı büyük bir birliktelik kurmak için bir araya geldik” diyor.

Sendikaların işçileri bölerek hareket ettiğini söyleyen Sinen, “Sendikaların başındakiler oturdukları tahtları bizlere borçlular. Bütün işçiler aynı sorunu yaşıyor. Sendikaların sadece kendi çatısı altındaki işçileri değil ayrım yapmaksızın bütün direnişteki işçilere arka çıkması gerekiyor” diyor.

Sendikaların 1 Mayıs’ta da kendi menfaatleri doğrultusunda işçileri böldüğünü belirten Sinen, kendi sendikasının bağlı olduğu Hak-İş’in patron yanlısı bir tutum aldığını belirtiyor.  Binlerce işçinin olduğu İstanbul’u boş verip Kayseri’ye giden Hak-İş’e tepkili olan Sinen, “130 gündür direnişteyiz. Gelip burada büyük bir 1 Mayıs kutlamak yerine Kayseri’ye gitti. Biz burada kendi imkanlarımızla 1 Mayıs’ı kutladık” diyor.

Sendikal bürokrasi ile hesaplaşacağız

Patronun bir anda üretimi durdurmasıyla ortada kalan ve 240 gündür direnişte olan 350 Feniş Aliminyum işçisinden biri olan Mehmet Doğan, platform olarak ilk ziyaretlerini Kumport’a gerçekleştirdiklerini söylüyor. Mücadeleyi 2 koldan yürüteceklerini belirten Doğan, “Patronun ne olduğunu, devletin onları koruduğunu herkes biliyor. Ancak asıl darbeyi biz  sendikal bürokrasiden görüyoruz. Sendikalar işçileri mücadeleye çekeceği yerde, onları fabrikaya hapseden, işçinin patrona olan öfkesini bitiren bir tutum alıyorlar. Sendikaların bu tutumunu işçilere anlatacağız. Önümüze çıkacak sendikal bürokrasi ile de hesaplaşacağız.”

Sendikaları bitirmek için değil!

13 Nisan’da patronun bir yıllık ücretleriniz hazır demesine rağmen 2. ayda gazeteyi kapattığı için ücretlerini alamayan Karşı gazetesi çalışanlarından Burak Öz de, “Direniş yerlerimiz farklı olsa da patronların saldırısı bir. Zaten direnişimizi en çok ziyaret eden yine direnişteki işçiler oldu. Çünkü direnişteki işçiler birbirilerini daha iyi anlıyorlar” diyor. Bu platformu sendikaları bitirmek üzere değil, işçilerin sesini daha çok buralara yansıtmak üzere kurduklarını söyleyen Öz, patronların rahatsız olacağı ortak eylemler yapacaklarını söylüyor. Bunun sendikaları da etkileyeceğini ifade eden Öz, işçilerin sendikalara daha çok etkide bulunacağını dile getiriyor.