Gene yaptı yapacağını. Sesi soluğu çıkmıyordu. Bir mektupla dünya basınının tartışmaları arasına girdi. Eski adıyla Sub. Kumandan Marcos, Yeni adıyla Sub. Kumandan Galeano’dan söz ediyorum. Zapatistaların efsanevi lideri, her zaman kullandığı radikal söylemi ile suskunları harekete geçirdi. Söylemin gücünden yararlanıyor. Chiapas’tayken bir yerel gazete karikatür çıkmıştı. Marcos’u bir melek gibi çizmişlerdi ve kanatları gazete kağıdındandı. Söylemin gücüyle uçuyordu bu melek. Bu mektupta da kendi deyimiyle ‘Zapatistaların mizahını’ kullandı. Birden sevinçli bir telaş kapladı ortalığı. Marcos emekli oluyordu. Mektubun sonu bile okunmadı. Birçok arkadaş beni aradı. Evet dedim, güneye bir yere yerleşecekmiş…
Aslında ironik olanı baştan beri kişi-lider anlayışını yıkan, kolektif-komün karar almayı yani dünyanın yaşama geçirilen en radikal demokrasini uygulayan Zapatistaların ‘lider’inin ben bırakıyorum dediğinde, etkisinin bu olmasıydı. Zapatistalar baştan beri Subkumandan Marcos’un sadece simgesel bir ‘lider’ olduğunu söylediler ve maskelerini de hep böyle kullandılar. İsyanın ilk yıllarından Meksika hükümeti ve ABD, isyancı lideri yakalamak için bütün gücünü seferber ettiğinde, Zapatistaların sloganı, ‘Todos Marcos-Hepimiz Marcosuz’ idi ve bu sadece slogan değil, pratikte uygulanan bir gerçekti. Karar, her zaman her yerde kolektif olarak alınıyordu. Biz La Realidad komünündeyken Sub. Kumandan Marcos iki-üç gün sonra yapılacak bir toplantıyı konuşurken, ‘Eğer siz davet edilirseniz…’ diye başlıyordu. Çünkü o toplantıya çağırılıp çağırılmayacağımıza o değil, toplantıyı düzenleyenler, komünler karar veriyordu. Yine Meksika’da maçoluktan dert yanarken, komünlerden birinin Marcos gelsin onu sorgulayalım diye haber gönderdiğini anlatıyordu…
‘Biz bir cevap hareketi değiliz. Biz bir soru hareketiyiz. Biz soruyoruz onlar, halk cevaplıyor ve biz onu yapıyoruz’ diye anlatıyordu. Komünü de onlardan öğrendik diyordu. Maya komünlerinde 12 yaşından büyük herkesin oy hakkı vardı. Zapatista devrimi tam burada başlıyordu. Bu komünlerde daha önce kadınların karara katılma hakkı yokken Zapatistalar bunu başlatmışlardı. Gelenekselden yararlandılar ve kadını kattılar. Şimdi, her komünde, kadın-erkek 12 yaşından büyük herkesin oy hakkı Marcos ile aynıydı. Bu yüzden mektubunda ‘Mücadelemizin ne lider, ne önder ne de kurtarıcıya ihtiyacı var. Mücadele biraz vicdanı olanın onuruyla kolektif örgütlenmesidir’ diyordu. Sadece yüzlerindeki maske ile bile hep bunu söylüyordu aslında ‘Adları ve yüzleri olmayanlar’dı hep.
Marcos; Zapatista düşüncesinin temelini ‘Mücadele ettiğimiz şey, bu insanlar, ihtiyaçlar, imkanlarına göre, seslerinin hesaba katılmasını sağlayabilmek için kendi kendini yönetme mekanizmasına sahip olabilmeleri’ diye bize tanımlarken ve bunu yaşama geçiren komünlerin var olduğu bir toplumsal yapıda, Sub. Kumandan Marcos öldü, yerine Sub. Kumandan Galeano geçti ama önemli olan bu değil ki! Önemli olan zaten mücadelenin buna ihtiyacı olmadığıdır.
Bakın Sub Kumandan Marcos’un fotoğrafı yukarıda. Marcos nasıl emekli olabilir ki orada, ‘Todos Marcos-Hepimiz Marcosuz’…
Ve aman, emekli olup güneye yerleşmeye kalkmasınlar… Ve zaten hepsi güneyde..