Brezilya’da Haziran ayaklanmasından bu yana protestosuz, gösterisiz gün geçmiyor. Protestolar, şampiyonadan büyük karlar devşirmeye hazırlanan FİFA’nın yanısıra Brezilya inşaat tekellerine karşı da sürüyor.
Şampiyonanın kaybeden tarafı ise halihazırda Brezilya’nın yoksul işçi ve emekçi kitleleri ile demokratik haklar.
24.04.2014 tarihinde neues Deutschlad dergisinde yayınlanan ve Brezilya’nın önemli spor köşe yazarı 64 yaşındaki Juca Kfouri (1) ile yapılan röportajı sunuyoruz.
nD: Sayın Kfouri, Brezilya Dünya Kupası için iyi hazırlandı mı ?
Kfouri : Brezilya Dünya Kupası’nı bu şekilde organize ederek kendisine karşı neredeyse bir suç işlemektedir. Brezilya daha sonra gerekli olmayacak stadyumlar inşa ederek Güney Afrika’nın düştüğü hatayı tekrarlıyor. Manaus, Cuiabá ve Natal’da stadyum inşasını haklı kılacak bir takımları bile yok. 50 yıldır dünya futbolunun oynandığı São Paulo’da beş altı maç için inşa edilen Morumbi Stadyumu Brezilyanın göze alamayacağı bir lüks.
Biz, ABD’nin 1994 yılındaki dünya kupası için beyzbol ve futbol stadyumlarını futbol stadyumuna dönüştürdüğünü, Fransa’nın ise 1998 yılında sadece bir tane yeni stad inşa ettiğini biliyoruz. Ama Brezilya’da bu sayı 12. Tüm sosyal projeler, örneğin: kamu ulaşımını düzeltmek gibi, olduğu yerde duruyor ama stadyumlar dikiliyor
Beni tedirgin eden “Arena” ismi. -Eski Roma’da , Hristiyanların üzerine aslanların salındığı arenalar gibi! Bu stadlar, zenginler için inşa ediliyor. 1964-1985 yıllarında askeri diktatörlük sırasında “Belindia” adı yaygındı. Belinda Brezilya’da Belçika’nın yaşam standardı ve kalabalık yoksul nüfusu ile Hint karışımı bir isim. Dünya Kupası burada Brezilya’nın Belçika tarafı için yapılırken, Hintli tarafı ise sadece televizyonların başında izleyebilecek.
Ve bu merkez-sol hükümete rağmen …
Lula (Başkan 2002-2010 ) ve Dilma Rousseff ( 2011’den beri Başkan –Brezilya’nın bu ilk kadın başkanı geçmişte bir gerillaydı), her ikisi de sol İşçi Partisi’den (PT), çelişki de burada. Her şeyin sorumlusu FİFA’ymış gibi gösteriliyor. Ben FİFA’ya zerre kadar sempati duymuyorum ama FIFA en az sekiz stad isterken on stada onay verdi, Brezilya ise, on tane inşa etti.
Montevideo’da (2) Centenario stadyumu yıkılıp yerine Peñarol veya Nacional için yeni bir tane yapılır mı? Bu, Rio’da Maracanã için yapıldı. Brezilya 2007 yılında megaloman oldu. Bugün, bunlara tepki olarak direniliyor ve ben bu hareketi bazı kusurlarına rağmen destekliyorum.
Ama Seleção ,”Brezilya milli takımı” oynayınca ülke olağanüstü hal ile adeta batacak.
Yabancılar bir Dünya Kupası sırasında Brezilya’da hayatın durmasına şaşırıyorlar. Bu ailelerin, komşuların bir araya gelmesi ve birlikte kutlamasıyla bağlantılı. Ama çok taraftar var, Brezilya’nın kaybetmesi durumundan büyük üzüntü duyarak işe veya okula gitmeyecek kadar acı çeken. Çoğu için, hayat devam eder. Brezilya dışarıdan karnaval ülkesi, harika kıyıları, güzel kadınları olan ve futbolun, eğlenenlerin, misafirperver, samimi insanların ülkesi olarak bilinir. Özünde bu tam böyle değildir.
Brezilya bir protesto ülkesidir. 2013 Haziranında protestoları gören bazı batılı gazeteciler, “Ama bu Brezilya değil ki” gibi ifadeler kullandılar. Yanılıyorlar. İşte Brezilya tam da budur.
Futbol açısından Dünya Kupasına gelince?
Büyük bir kutlama olacak. Buna şüphem yok. Brezilya milli takımının şansı yüksek. Confed Kupasındaki gibi taraftarlarını da arkasına alarak. Geçen Haziranda politize olmuş kitlelerin sokaklardaki protestoları, kitleleri futbola yabancılaştırmadı. Bu doğru değil. Stadyumlarda “Belçikalı”lar Brezilyalı ulusal marşını söylerken sokaklardaki “Hint” bölümü takımları ile dayanışma içinde olmuştur. Ve sonuçta Brezilya takımının son maçta İspanya üzerindeki parlak zaferi yaşanmıştır. Bu tekerrür edecektir.
Haziran protestoları sizi şaşırttı mı?
Evet, tabii, herkes gibi. Ünlü müzisyen Antonio Carlos Jobim Brezilya yeni başlayanlar ülkesi değildir demişti. Brezilya bu tür sürprizlerin her an yaşanma yeteneğine sahip bir ülke. Eğer 1990 yılında bana söyleselerdi, dört yıl içinde çok dilli aydınların Başkanı Fernando Henrique Cardoso seçilecek, güler geçerdim. O sekiz yıl bizi yönetti. Sonra onu 2002 yılında kendisi bir işçi olan Lula, Kuzeydoğu’da hiçbir toprağa sahip olmayan, açlıktan bir kamyona binerek kaçan birisi izledi . Yani Brezilya son 16 yıl boyunca sol ile ilişkili kişilerce yönetildi .
Ve sonra daha iyi bir toplu taşıma sistemi, ücretsiz ulaşım için öğrenci hareketi sahneye çıktı. Konfederasyon Kupası sırasında, altı büyük harika stadyum gördük. Kitleler bunu gördü ve aynı kalitede neden hiçbir hastane ve hiçbir okul inşa edilmediğini sordu? “Neden düzenli bir ulaşım yok ?” Sorusunu sordu. Konfederasyon Kupası öfkeyi sokağa taşırdı; Dünya Kupası’nda bunun daha da görkemlisinin yaşanacağını göreceksiniz.
Neden?
Söz verilen altyapı bitmiş olmayacak, geçen Haziran’da yükseltilen talepler karşılanmış değil, tüm dünya orada olacak, Confed Kupası’ndaki gibi 6 değil 32 ülke orada olacak. Ve üç ay sonra, seçimler var. Kimse sakin ve sessiz beklemeyecek. İyi ki de öyle olmayacak. Brezilya’nın böyle bir seferberliğe ihtiyacı var çünkü, o harekete geçmek için parmaklarını bile kıpırdatmayan elitler grubuna karşı. 510 yıldır bu mevcut politikalar sürüyor ve olası bir kırılma noktası birçoğunu korkutuyor. Bu yüzden insanın saçlarını havaya kaldıran anlaşmalar yapılıyor.
Siz İşçi Partisi’nin (PT) sağcılarla ittifakını mı düşünüyorsunuz?
Evet , yakın bir zamanda bu oturma odasında arkadaşım Lula oturdu. Ona Uluslararası Para Fonu ile ilişkisini ve Kongrede oy kazanmak amacıyla eski Başkan ve Senatör José Sarney ile anlaşmasını anladığımı, ama futbol mafyası ile bile arasına çizgi çizemediğini anlamakta zorlandığımı söylediğimde; Lula bana, “siyaset böyle dedi.” Ben Dilminha (Dilma Rousseff) ya da Neymar (futbol yıldızı) ile olduğu gibi Marin (Brezilya Futbol Federasyonu Başkanı) ile birlikte fotoğraf çektirmek istemesinin saçmalık olduğunu söyledim. “Marin ile de bunu yapmak gerekir!” Diye cevap verdi. Ben, “Lula hayır, kocasının işkencecilerini öven bir adam ile birlikte fotoğraf çekilemez” dediğimde Lula’nın cevabı, “siz 68 kuşağı halen intikam peşindesiniz” oldu.
Ben belki bu tür anlaşmaları sindiremeyeceğim için asla politikacı olmadım. Beni işkenceden geçiren insanlarla hiç buluşmadım ve onları kucaklamadım, bunu yaptığında yüzünü, onurunu kaybedersin ve senin altındaki insanların her şeyi yapabilmesini haklı gösterirsin.
Güney Afrika ve Brezilya’dan sonra Dünya kupası Rusya ve Katar’da gerçekleşecek. Burada, Brezilya’da sokağın gücü ile FIFA’yı durdurmak için hala bir şans var mı?
Bu ev sahibi ülkeler birer rastlantı değil. 2018 için başvuran İngiltere -bir gecede, bir Dünya Kupası organize olabilecek bir ülke- sadece bir oy aldı. Neden Rusya ? Arenalar, arenalar, arenalar! Neden FİFA bu tempoya rağmen Brezilya’dan başka bir yere gitmiyor? Çünkü 5 milyar dolar kazanacaklar; G. Afrika’dan bir milyar dolar daha fazla. Onlar bunu sonuna kadar götürecek ve sonunda büyük kârlarla gidecekler. Ülkeye ne mi kalır? Onlar için bunun hiç önemi yok. Bundan hükümet sorumlu, onlara stadyum gerekli. Futbol yıldızı Ronaldo bir söyleşide dünya kupası hastanelerde yapılmıyor demişti.
FIFA’nın değişmesi, kısmi değişiklik yapan Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nden daha uzun yıllar sürer. Şeffaflık çağrısı yükseliyor ama bu temizlik işlemini kim yapacak, Ricardo Teixeira, Jack Warner, FIFA Genel Sekreteri Jerome Valckeb Sepp Blatter mi? Hepsi aynı mafyaya ait.
Futbolun kâr makinesi olarak görülmesine karşı bir şans görüyür musunuz?
Küreselleşen dünyada, eğlence endüstrisinde spor en güçlülerden biridir; futbol milyonları harekete geçirebiliyor. Kapitalizmde futbol sektörü, kara para aklama için büyük fırsatlar tanıyor. Messi’nin değeri nedir? 100 ya da 200 milyon mu? Ya da bir Ferrari Formula 1 sezon başına, 15 veya 60 milyon mu ediyor? Spor dünyası kirlidir, belirsizdir; Hoeness, Berlusconi , Paris Saint – Germain başkanı’na bakın … Ben de yaşlı Antonio Gramsci gibi analizde şüpheci ve eylemde iyimser olmak gerektiğini düşünüyorum ve umut ediyorum ki, Borussia Dortmund , Corinthians veya Barcelona gibi tabanda örgütlenen hareketlerin taraftarları bunu değiştirecekler ve böyle gitmesine izin vermeyecekler.
Bu çılgınlığı sınırlama çabalarını görüyoruz. Ben bunun mümkün olduğunu düşünüyorum, ama bu korkunç bir savaş. Brezilya’da futbol en son reformize edileceklerden; çünkü Brezilya’da futbol yapısının temeli gerici, bozuk ve her türlü dönüşüme karşı ve bir o kadar da rüşvet batağında… Patronlar kısa vadeli düşünüyorlar ve uzun vadede hırsızlık yapamacağını düşünüyorlar. Onlar birer tavuk hırsızı gibiler. Dernekler iflas etmiş durumda; Uruguay, Arjantin gibi Brezilya da, uzun süredir futbol işçisi ihraç eden bir ülkeye dönüşmüş durumda.
Haziran 2013’te Pele, Ronaldo ve FİFA’ya karşı değil Globo TV’de protestoların odağındaydı. Neden?
Globo’nun böyle güçlenmesi onun diktatörlükle yaptığı ittifak sayesinde mümkün olmuştu. Globo TV bugün PT hükümetinin politikalarına muhalefet ederken, ona göre futbolu kusursuz ve mükemmeldir. Brezilya Başkanı Dilma Rousseff eleştirilebilir, ama futbol patronu Marin eleştirilemez. Bu onun futbol işletmesi ile çıkarlarının ne denli güçlü olduğunun kanıtıdır.
Ama ben bu durumun aşağıdan gelen güçlü demokratik basınç sayesinde değişebileceğine inanıyorum. Her şeyi farklı bir yöne hareket etmesini sağlayacak sosyal ağ ve yeni bir dünya. Dünya futbolunun kralı güçlü Marin; her şey böyle devam edemez. Dünya Kupası karşılaşmaları başlamasıyla infilak eder, bu her şeyin karşılığının ödendiği gün olur.
Kizilbayrak.net için Almanca aslından çevrilimiştir.
(1) Folha de São Paulo gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. ESPN Televizyonunda ve radyoda spor haber yorumculuğu yapan yazarın son olarak “Brezilyada futbol, direniş ve ütopya” isimli futbol Dünya kupasının tarihi ile ilgili bir kitabı yayınlandı.
(2) Uruguay’ın başkenti…
Röportajın orjinaline bu linkten ulaşılabilir : http://www.neues-deutschland.de/artikel/930927.mit-dem-anpfiff-ist-zahltag.html
Kizilbayrak.net sitesinden alınmıştır….