Yaklaşık bir ay oldu, İslamcı terörist Boko Haram tarafından kaçırılan kız çocuklarının kaderi hâlâ belli değil ama şu belli: Nijerya “zamanın gürültüsü”nün tüm tonlarını taşıyor:
Liste uzun ama kısaca deneyelim: Enerji üreticisi ama gittikçe istikrarını kaybeden büyük bir ülke; zengin ve yozlaşmış egemen sınıflar; petrol denizinde yakıt sıkıntısı yaratacak kadar kötü bir yönetim; yoksul bir halk. Petrol üretimine çöreklenmiş uluslararası tekeller; petrol üretiminin atıklarının bir yandan, küresel ısınmanın öbür yandan yaşanmaz hale getirmeye başladığı topraklar; hızla kuruyarak küçülen Çad Gölü’nden geçinmeye çalışan dört ülkeden 30 milyon insan; kuraklıktan ve ekolojik krizden yaşamları altüst, köyleri ve hayvan sürüleri perişan kabileler üzerinde güçlenen, gelişen bir dinci-terörist hareket. (Emmanuel Mayah, Africa Review, 24/02/12)
Sonra büyük güçler filan: Afrika’nın en büyük ticari ortağı konumuna yükselen, yaygın yatırımlarla, mali yardımlarla, hatta nüfuz transferiyle bölgede etkisini artırmaya devam eden Çin. Afrika’da yeni askeri personel, yeni üsler, insansız uçak ve dinleme merkezleri, özel tim ileri operasyon kampları yoluyla etkinliklerini artırmaya çalışan, ABD ve Avrupa’nın eski sömürgecileri. Bu güçlerin “yardım etmek” için ülkesine asker göndermesine direnen bir devlet başkanı.
Nihayet bunlara ek, ABD ve Avrupa istihbarat örgütleri, bu örgütlerle birlikte çalışan yerel istihbarat örgütleri, bu sonuncunun İslamcı örgütlerle karmaşık ilişkileri üzerine yaygın söylentiler… Bölgede petrol zengini bir başka ülke, asker-sivil bir oligarşiyle yönetilen Cezayir, Batı’yla yakın işbirliği içinde, gizli servisleriyse bu işbirliği bağlamında Afrika’da gelişen El Kaide gruplarıyla çalışıyor. (Nafeez Ahmed TheGuardian 09/05/14 & Al Arabiya 10/04/14). Dr. Ahmed’e göre “Batı ile Cezayirarasındaki terörizme karşı işbirliği anlaşması, terörizmi önlemekle değil, ABD’nin bölgeye girişini, enerji kaynaklarına erişimini kolaylaştırmakla ilgili” diyor.
Bazı garip işler
Uluslararası Af Örgütü’ne göre Nijerya yönetimi, Boko Haram’ın kızları kaçırmaya geleceğini dört saat önceden biliyormuş; hiçbir önlem almamış. Olayın üzerinden yaklaşık bir ay geçti, Nijerya yönetimi, kaçırılan kızların ne tam sayısını ne de listesini hâlâ açıklayamadı.
Halbuki Boko Haram (Batı Eğitimi Haramdır) bir yıldır eylem momentumunu koruyan, Nijerya devletini ülkenin kuzeyinde adeta yıkmakta olan bir örgüt. Boko Haram geçen yıl 6 Temmuz’da bir devlet okulunu basıp 43 öğrenciyi, eğitmeni öldürdü; 24 Eylül’de, bu kez tarım eğitimi veren bir okula saldırdı, 44 öğrenciyi gece yataklarında katletti; bu yıl 25 Şubat’ta bir ilkokulu basıp yaşları 6-16 arasında değişen 44 erkek çocuğunu öldürdü. Tüm dünya, kaçırılan 300 kız öğrenciyi konuşurken BH, geçen hafta bir okul basıp 50 kız öğrenci daha kaçırdı. Geçen hafta Boko Haram, Gamboru Ngala kasabasını basıp yaklaşık 300 kişiyi öldürdü.
Petrol üreticisi Libya’da Kaddafi, ABD ve Avrupa’nın Afrika’ya girmesine direniyor, Africom’un üs açmasına karşı çıkıyordu. Kaddafi gitti, Libya dağıldı. Libya dağılırken ABD ve NATO radikal, “terörist”, El Kaide bağlantılı İslamcı örgülerle işbirliği yapıyordu. Kaddafi rejiminin silahları etrafa saçıldı, çoğu bu radikal örgütlerin eline geçerken Kuzey Afrika’da El Kaide ilişkili bir terörist koalisyon oluştu. Bu koalisyon, Mali’ye girmeye başlarken Fransa’nın da bölgeye geri gelmesinin önünü açan gerekçeyi sunmuş oldu.
Nijerya’da Boko Haram yakın zaman kadar, ABD’nin terörist örgütler listesinin dışında kalmayı nasılsa başarmış. Geçen yıl listeye alındı. Uzmanlar da Nijerya yönetiminin artık Batı’nın desteğini almaya daha fazla direnemeyeceğini düşünüyorlar. Batılı güçler 18. yüzyılda korsanlardan korumak için geliyorlardı; şimdi teröristlerden korumaya geliyorlar. Özü aynı kalan bir sistem hep benzer biçimleri sergilemeye devam ediyor…
Cumhuriyet Gazetesi