Ali İsmail Korkmaz Davası’nda 2. duruşma

10303801_140686382768804_6475352700547647302_n

Gezi İsyanı sırasında Eskişehir’de polisler tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın duruşması bugün Kayseri Adliyesi’nde görülüyor.

Duruşma için saat 08.00’den itibaren Yeni Kayseri Adliyesi önünde bir araya gelinmeye başlandı. Duruşma 250 kişilik konferans salonunda görülecek.

 Kente girişten itibaren polisin yoğun baskısı mevcut. Kayseri girişinde araçlar durduruldu ve kimlik kontrolü yapıldı. Çantalara kadar arama yapılırken araçlarda bulunan yelken bayraklarının sopaları alınmak istendi ancak sopalar verilmedi. Adliye çevresi önünde de trafik kapatıldı.

Aile ve avukatlar duruşma salonuna girerken, kent dışından Ali İsmail Korkmaz için gelenler Adliye’ye doğru yürümek üzere kortejler oluşturarak. “Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür” sloganlarıyla adliyeye yürüdü.

Duruşma 10’da başladı. Ali İsmail’in ailesi dışında, Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve Mustafa Sarısülük de salonda. Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Baskanı Selma Gürkan, EHP Genel Baskanı Sibel Uzun ve CHP milletvekilleri de duruşmayı izliyor.

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan söz alarak, “Benim oğlumda Ali Ismail Korkmaz gibi katledildi. Duruşmaya müdahil olmak istiyorum.” dedi.

Ahmet Atakan’ın kardeşi Zafer Atakan da, “Benim Abim de Ali Ismail gibi katledildi. Davaya şikayetçi olarak katılmak istiyorum.” dedi.

Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, “7 aylık oğlum Ali Yusuf’un da, amcasının bayrağının taşıyıcısı olarak katılımını talep ediyorum.” dedi.

Mahkeme Heyeti davaya müdahil olma taleplerinin tümünü reddetti.

Katilleri teşhis edildi

Tanık ifadelerine geçilirken tanık Semih Berkan Yapıcı, 2 Haziran akşamı eylemleri izledikten sonra eve doğru geçtiğini, polisin saldırıya geçmesiyle fırına sığındıklarını söyleyen Yapıcı, iki polisin ve sivil saldırgan Serkan Kavak’ın bir göstericiyi tutup darp ettiğini gördüğünü belirtti. Yapıcı, “Sonra Ali İsmail ve Doğukan Bilir’in sokağa girdiğini gördüm. Ali İsmail, Hüseyin adlı bir polis ve yanındaki maskeli polis tarafından yakalanmaya çalışıldı. Ali onların elinden kaçtı ama fırıncılar önünü kesti bu defa da. Sonra hep birlikte Ali’yi darp etmeye başladılar” dedi.

Tanık Semih Yapıcı, ilk olarak sanık polis Mevlüt Saldoğan’ı teşhis etti, “Elinde beysbol sopası taşıyan şahıs Mevlüt Saldoğan’dır. Zaten olay günü de görmüştüm” dedi. Ardından tutuksuz yargılanan TMŞ polisleri Hüseyin Engin ve Şaban Gökpunar ile tutuklu yargılanan fırıncı İsmail Koyuncu’yu da teşhis etti.

Duruşmaya 14: 30’a kadar ara verildi.

Tanıkların dinlenmesiyle devam eden duruşmada tanık Turhan Güler ifadesinde şunları söyledi: “Ali İsmail arkadaşımdır. Birlikte eylemlere katıldık. Müdahale başlayınca kaçtık. Bir ara onu kaybettim. Sonra onu buldum. Tekrar bir araya geldiğimizde darp edilmiş olduğunu gördüm. Her yeri kan içindeydi. Darp edildiğini söyledi. Bilinci yerinde değildi. Kötü göründüğünü ve hastaneye götüreceğimi söyledim. Bana sürekli ‘Ne oluyor bana?’, ‘Nereye gidiyoruz?’ diye soruyordu. Bir sorun olduğunu anladım, hastaneye gittik. Hastanede bize ‘Bu adli vaka, gidin önce ifade verin sonra gelin’ dediler. Ali’ye yaşadıklarını sorduğumda sürekli ‘Hatırlamıyorum’ diyordu.”

Tanık Fırat Köse: “Ben Ali’nin ev arkadaşıyım. O gün yeni ev tuttuk ve kontrat imzaladık. Sonra eylemlere bakmaya gittik. Ben ertesi gün sınavım olduğunu söyleyerek erken ayrıldım. Gece beni Turhan aradı, Ali’nin darp edildiğini söyledi. Vardığımda Ali kolunu tutuyordu. Hastaneye tomografi çektirmeye birlikte gittik. Yunus Emre Hastanesi’ndeki doktor, ‘Bir sorun yok, eve gidebilirsiniz. Dinlensin, iki güne geçer’ dedi. Ali, cuma günkü sınavına girip giremeyeceğini sorunca doktor girebileceğini söyledi. Eve gittik. Uykusuz olduğumuz için hepimiz uyuduk. Ali gece ağrılarla uyandı. Okan ile birlikte iki karakol gezmişler önce. Sonra tekrar hastaneye götürdük. Bu sırada iyice fenalaştı. Hastanede beyin kanaması geçirdiği söylendi.”

Tanık Ahmet Uygun: “Ali’nin ev arkadaşıyım. Ben o sırada evdeydim. Arayıp Ali’nin durumunun kötü olduğunu söylediler. Gittiğimde başında ciddi darbeler gördüm. Canı sıkkın diye bir şey sormadık. Sonra hastaneye giderken sorduk. ‘Polis ve siviller çok kötü dövdü’ dedi. Doktorun yanına gittiğimizde beyin kanaması sebebiyle uyumasının bir sorun oluşturup oluşturmayacağını sorduk. Doktor ‘Bir şey olmaz’ dedi ve gönderdi. Sabah Çarşı Karakolu’na gittik. İfadeye gerek olmadığını söylediler. Biz de hastaneye gittik. Ali çok korkuyordu. Ailesinin duymasını istemiyordu. ‘Merdivenden düştüm diyeceğim’ dedi. ‘Olur mu öyle şey, bu çok ciddi bir olay’ dedik.

 

Gelişmeleri aktaracağız…

Yoruma kapalı