KESK, Gezi İsyanı’nın 1. yılında alanlarda olacaklarını belirterek, “31 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında meydanlardayız” açıklamasında bulundu.
KESK’ten yapılan yazılı açıklamada, 27 Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda “yağmaya, talana” karşı başlatılan nöbetin sürdüğü vurgulanarak, “31 Mayıs’ta 11 yıldır ülkede hüküm süren AKP’nin zulüm ve baskı düzenine karşı gelişen tepki ve itirazlar Türkiye’nin dört bir yanına dalga dalga yayılan halk direnişine dönüştü. Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı’nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapan, tüm özgürlük ve demokrasi alanlarını daraltanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesi oldu” denildi.
Açıklamada, en ufak itiraza karşı güç kullanmayı alışkanlık haline getiren AKP’nin, polisiyle yaşam alanlarına gaz bombaları yağdırdığı, silah kullandığı, halkın can güvenliğinin, bizzat kendilerini korumakla görevlendirilenler tarafından tehdit edildiği vurgulandı.
“Herkesi düşman olarak görüyor”
Demokratik ve meşru talepleri için alanlara çıkan herkesin düşman olarak görüldüğü savunulan açıklamada şunlar kaydedildi:
“İnsanların cenazelerini bile istedikleri gibi kaldırmasına izin verilmiyor, Berkin Elvan’ın cenazesine katılan yüzbinler ‘terörist’ olarak niteleniyor. Okmeydanı’nda bizzat polis şiddetiyle büyütülen olaylar bahane edilerek Aleviler düşman olarak gösterilmeye devam ediliyor. Sokaklarda öldürülmeleri yetmezmiş gibi artık cemevi bahçesinde öldürülüyorlar. Daha fazla kar için her gün 5-6 işçiye mezar olan azgın sömürü ağı, Soma’da kitlesel katliama ulaşarak bu ülkenin yoksul çocuklarını yerin yüzlerce metre altında ölüme gönderiyor, katillerin yargılanmasını isteyen ölen madencilerin yakınları dahil herkes polisin şiddetine uğruyor. AKP’nin tam desteğini arkasına alan polis hiçbir hukuki kritere bağlı kalmaksızın saldırıyor, dövüyor, gözaltına alıyor ve öldürüyor. Kendisini son padişah zanneden Başbakan; bir araya geldiğimizde, sesimizi birleştirdiğimizde oluşan gücü ayrıştırıcı nefret söylemleriyle, polis şiddetiyle yıkmak parçalamak istiyor.”