Bu coğrafyada büyüyebilmek zahmetlidir. Büyümüş olmak demek, sayısız çocuk ölümüne şahit olmakla eş değerdir. Yaşlanabildiyseniz; yaşınız çok Uğur, çok Ceylan, çok Berkin eder… Sayısız çoklukta çocuk eder yaşınız, taşıyamayacağınız ağırlıkta yük eder. Çok sayıda genç ölüm eder.
Soran çocukları sevmez devlet. Konuşan çocuklar büyüsün istemez.
Devlet zulümdür kalû beladan beri.
Devlet orantısız varoluştur. 17 yaşında yağlı urgandır, 12 yaşında 13 kurşundur, katır sırtında ağıttır, çocuğunun kemiklerine sevinebilmektir, sabaha karşı ev baskınıdır, 9 yaşında tecavüze uğrayıp suçlu çıkmaktır, polis tacizini onuruna yediremeyip intihar etmektir, evlat acısını yüreği taşımayan annelerdir, 14 yaşında vurulmak, 15 yaşında 16 kiloda ölmektir…
Devlet üzerimizdeki lanettir, kamburdur, yüktür, gölgedir.
Ve sıcak ekmek kokusundaki devlet gölgesidir Berkin’in uyanamadığı uyku.
Çocuk oyunlarına mayınlar, şarapneller, kurşunlar, gaz fişekleri karışmışsa bir coğrafyada kimse iflah olmaz artık. Kimse masum değildir. Bu yükü kaldırmak hepimizin boynunun borcudur.
Rüzgârın yüzümüze vurduğu acıdır, kederdir, utançtır. Sırtımızdaki kamburun acısı, lânetli sokakların kederi, halâ gölgede yaşıyor olmanın utancı…
Bütün bunların karşılığı hüzün değildir, yas değildir. Öfkedir bunların karşılığı! Gözyaşıyla karılmış ağıtların titreyen gırtlağındaki öfke, sokağı dar etmeli artık çocuklarımızı elimizden alan haramilere. O sokaklara sahip çıkmak isterken kaybolmadı mı çocuklar saklambaç sandıkları barikatlarda?
“O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar…”
Ey haydutlar çetesi! Varoluşuna tehdit gördüğü, iyiden güzelden yana canlı cansız her varlığa düşman olan kan emici asalaklar! Berkin’in uykusu kâbusunuz olsun!
Koskoca bir coğrafyanın, ağıtlara karışan evlat yetimi analarının öfkesi boğsun sizi!
Bu yazı fraksiyon.org sitesinden alınmıştır.