Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkmenistan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularına da cevap veren Erdoğan’ın çözüm süreci hakkında ki “tavuktan mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan” hükümet algısının sürdüğünü bir kez daha gösterdi.
HÜKÜMETİN KÜRT SORUNU ALGISI: “TAVUK MU YUMURTA MI…” DEĞİŞMİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çözüm süreci hakkında yaptığı açıklamalarla yine hükümet algısı hakkında ki bilgilerimizi tazeledi adeta: “Çözüm süreci demokratik açılımla başlamıştır. Milli birlik kardeşlik projesi olarak devam etmiştir, çözüm süreci de bunun devamı niteliğindedir. Bunun İmralı’ya alakası yoktur. O zaman hükümetimizin diyeceğim, ülkemizde bölücü terör örgütüne karşı ülkemizde teröre karşı halkımızı nasıl rahatlatabiliriz, huzur ortamına kavuşturabiliriz buna yönelik attığımız adımlardı.
Oradaki milli birlik ve kardeşlik projesi diye ifade ettiğimiz proje farklı bir hassasiyet ifade ediyordu. Türkiye ‘nin milli birliğe ihtiyacı vardı. Etnik ayrım söz konusu değildi. Birlik beraberlik söz konusuydu. Bu süreci bu şekilde sürdürdük. Bunu yeni bir sürece aktaralım istedik. Bu süreçte çözüm süreci olsun dedik. Bunun içerisinde de yine Türkiye’nin akil insanları da dahil olmak üzere tüm siyasi partilere çağrımızı yaptık. Katılanlar oldu katılmayanlar oldu. İmralı’da başlar İmralı’da biter türü yaklaşım tarzı, zaten çözüm sürecinin yanında olmadı ki bu ifadeleri kullananlar. Siz kalkar da tamamıyla etnik yaklaşım içinde vatandaşı sokağa davet ederseniz, 40 kişinin ölümüne neden olursanız burada zaten çözüm diye derdin olmaz. Ortaya çıktı, ardından ne oldu, ben onu demek istememiştim, sokağa çıkın demek şiddet demek değildir… Bu tür şeyler artık milleti tatmin etmiyor. Siz gerçekten barış istiyorsanız, barışın çağrısını yapar. Ama bunların ne barış ne de özgürlük diye bir derdi yok. Böyle bir derdi olan vatandaşın dükkanını camını çerçevesini indiren, sivil vatandaşlarımızın ki, o bölgede Kürt vatandaşlarımızın araçlarını yakanlar. Evleri dükkanları işaretleyip yakıp yıkanların barıştan özgürlükten bahsetme hakkı yok. Barış istiyorsanız özgürlükten yanaysanız, 11 yıllık başbakanlık döneminde neyiniz eksikti? barış uğruna her şey yapıldı. cumhurbaşkanı olarak bende bu kavramların savunucusu olacağımın sözünü verdim.
“İSRAİL BARBARCA VE ALÇAKÇA BİR GİRİŞİMDE BULUNDU”
Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylar ile ilgili İsrail’in barbarca ve alçakça bir girişimde bulunduğunu söyleyen Erdoğan şöyle devam etti: “Dünyadaki tüm Müslümanları, Arapları ilgilendiren, Filistinlileri ilgilendiren bir olay değil. İsrail’in şu anda yönetim olarak yapmış olduğu bu barbarca girişim, alçakça girişim affedilir bir girişim olamaz. Bizim sessiz kalmamız da mümkün değil. Bunun tüm uluslararası boyutta gerekli olan adımları neyse bu adımları atmak durumundayız. aksi takdirde bu tahrikler sadece Filistin yada Kudüs’te kalmaz, yeniden intifada hareketleri başlayabileceği gibi dünyanın değişik yerlerinde farklı sıkıntıları yaşayabiliriz.”
- PARALEL ÜZERİNDE BELLİ HAZIRLIKLAR VAR
Erdoğan şu anda 36’ncı paralel üstünde belli hazırlıkları sürdürüyoruz diyerek bu paralel üzerinde ki hedeflerini şöyle belirtti: “Bir şeyi ifade etmem lazım. Niçin Kobani diyorduk. Şimdi niçin Halep. Az önce Mescid-i Aksa ile ilgili sorulan soru bu konuda manidar. Dikkatler hep bir tarafa yöneliyor, tam o anda Mescid-i Aksa olayı patlak veriyor. Burada bir planlama var. Bir stratejik yaklaşım var. Bunun neticesindeki bu gelişmeler üzerinde hassasiyetle durulması gereken gelişmelerdir. Halep ile ilgili hassasiyetimiz bölgede daha önce söylediğimiz gibi Kobani’deki hassasiyetten daha fazladır, bunu da söylemem lazım. Halep, bir tarİh ekonomi medeniyet merkezidir. Bu denli önemli bir merkezin zaten bombardıman edilmek suretiyle bütün o önemli eserler yıkılmış vaziyetteyken, şehir adeta bir tehditle karşı karşıya. Burada DAEŞ terör örgütünün yanında rejimin de bu tür girişimleri var.”