Demirtaş Kobanê sınırında hükümeti uyardı


Kobanê sınırında basın açıklaması yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hatalı politikaların Kobanê’nin kapısından geri döneceğini belirterek, “Umut ediyoruz ki hükümetin ‘Kobanê düşmeyecek’, ‘Kobanê’ye her türlü desteği sunacağız’ mesajı yerine gelir. İstenilen bir barış süreci yürüyecekse Sayın Öcalan’ın çağrısı çok açıktır. Kobanê ile süreç birbirinden bağımsız değildir. Eğer içerideki barışı kalıcı hale getirmek istiyorsanız, o halde Kobanê’yi yalnız bırakmayın” dedi.

demirtaş

Bayramı çetelere karşı büyük direnişin sergilendiği Kobanê ile dayanışma içinde geçireceklerini açıklayan DBP, HDP, HDK ve DTK eş başkanları ve milletvekilleri, sabahın erken saatlerinde Suruç’a geldi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDK Eş Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü’nün yanı sıra çok sayıda milletvekili ilk olarak DBP Suruç İlçe Örgütü’ne geçti. Burada Kobanê’den gelen heyetle kısa bir görüşme gerçekleştiren heyet, ardından hep birlikte, günlerdir Kobanê sınırında direniş nöbetinin tutulduğu köylerden Bethê’ye geçti. Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş 20 gündür birkaç yüz metre ötede bir vahşet örgütüne karşı direniş destanı yazıldığını söyledi.

‘IŞİD Avrupa’nın komşusu mu olsun’

İmkansızlıklar içinde neredeyse dört tarafı kuşatılmış olmasına rağmen kahramanca bir direniş sergilendiğini ifade eden Demirtaş, bütün insani değerler adına, özgürlükler adına, sadece Kobanê kent merkezini savunmadıklarını, ayrıca herkesin onurunu da savunduklarını dile getirdi. Demirtaş, “Eğer 20 gündür Kobanê’de bu direniş yaşanmıyor olsaydı, şimdi şu tel örgülerin arkasında bu vahşet örgütü hilafetini ilan etmiş olacaktı. Türkiye’nin IŞİD gibi barbar bir komşusu olacaktı. Aslında eğer Türkiye’yi AB üyesi olarak tanımlıyorsak Avrupa’nın IŞİD gibi bir komşusu olacaktı. Ve 20 gündür orada bu halkın evlatları, yiğitleri anaları, kadınları, gençleri direnmiyor olsaydı IŞİD barbarlığı karşısında bugün insanlık çaresiz olacaktı” diye konuştu.

‘Kocaman yürekleri ile direniyorlar’

Direnişin devam etmesinin sebebinin direnenlerin savundukları değerlerin meşru, haklı ve büyük olduğu için devam ettiğini kaydeden Demirtaş, “Kocaman yürekleri olduğu için bu kadar direnebiliyorlar. Kocaman bir insanlık ailesini temsil ettikleri için direniyorlar. Bütün dünya bu direnişi izlerken IŞİD, Suriye’nin her tarafından yardım alabiliyor, lojistiğini sağlayabiliyor. IŞİD tank kullanmayı 20 gün içinde öğrenmedi. Onlara tank kullanıcı eğitimi veren subayları var. Onların tank ordusunu yönetecek komutanları var. Bunlar 20 günde yetişmedi. Dünyanın ve bölgenin bazı ülkeleri tank desteği, tank mermisi, istihbarat desteği, komuta desteği ve eğitim desteği veriyorlar. Saddam’ın bazı komutanları, Katar’ın Suudi’nin desteği ile buralara kadar gelip tanklara komuta eden subaylar IŞİD’i açıkça destekliyorlar” dedi.

‘IŞİD yerine halka saldırıyorlar’

IŞİD için, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti en yetkili ağızlardan reddetmiş olsalar da halen IŞİD konusundaki pratiğini ve politikasını düzeltmediği için Türkiye’nin desteğini alarak ilerliyorlar” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Bu kadar büyük destek alıyor olmasına rağmen Kobanê’deki bir avuç direnişçiye buradan moral desteği vermek isteyenlere bile her gün gazla copla müdahale ediyor. Bugün IŞİD’in elindeki silahlar son model tekniğe sahip Amerikan ve Rus silahlarıdır. Musul’dan Halep’ten elde ettikleri en teknik model silahlardır. Kimse bunan hesabını vermiyor. Bunu engellemeye çalışmıyor. Bin kişi burada slogan attı diye, YPG’ye moral verdi diye gece gündüz buradaki insanlara müdahale ediyor. İnsanlarımız 20 gündür bu kadar müdahaleye rağmen ısrarla burada insanlık nöbeti tutuyorlar.”

Hükümeti sözünü yerine getirmeye çağırdı

Direnişteki halkın özgürlükten ve barıştan yana olduğunu, Türkiye’nin geleceğini kurtardığını söyleyen Demirtaş, Türkiye’nin yanlış politikalarının değişmesi, barışa ve kardeşliğe hizmet edecek bir politikaya dönmesi için mücadele ettiklerini belirterek, “Umut ediyoruz ki hükümetin ‘Kobanê düşmeyecek’, ‘Kobanê’ye her türlü desteği sunacağız’ mesajı yerine gelir. Umuyoruz ki hatalı politikalar Kobanê’nin kapısından geri döner. Bugün birbirini tehdit etme günü değildir. İstenilen bir barış süreci yürüyecekse Sayın Öcalan’ın çağrısı çok açıktır. Kobanê ile süreç birbirinden bağımsız değildir. Eğer içerdeki barışı kalıcı hale getirmek istiyorsanız, o halde Kobanê’yi yalnız bırakmayın” ifadelerini kullandı.

‘Hükümet süreci halkla koordineli yürütmeli

Kobanê’nin durumunun süreçle bağımsız ele alınmayacağına vurgu yapan Demirtaş, “Süreci kalıcı hale getirmek istiyorsak Kobane’yi sahipsiz bırakmamak lazım. Kobanê’ye giden yolların koridorların açılması lazım. Kobane’nin 3 tarafını çetelerin kuşatması üzerine Türkiye tarafının da kapatılmaması lazım. IŞİD tehdidine karşı Kobanê halkına destek verilmesi acildir. Gelecekte burada halkların barış ve kardeşlik içinde yaşaması için önemlidir. Burada halklar arası güvenin ve yıpranan süreç aşamasının ilerletilmesi için çok önemlidir. Bizler sayın Başbakanla da yine arkadaşlarımız ilgililerle görüşmeler gerçekleştiriyor. Çünkü buradaki tehlikenin Kobanê’nin düşmesinin domino taşı etkisi olarak nelere yol açacağını görüyoruz. Kobanê’yi sürecin biteceği bir noktaya değil, kalıcı barışa doğru bir hamle noktasına getirmek istiyoruz. Kobane’deki direniş burada Kürt-Türk arasında kırılmayı derinleştirmesini istemiyoruz. Barışı kalıcı hale getirsin istiyoruz. Bunun gereklilikleri vardır. Tehditle, şantajla bu iş yürümez. Yani öyle ‘PKK IŞİD aynıdır’ demekle bu iş yürümez. Herkes de biliyor ki PKK ve IŞİD’in tek bir benzerliği yoktur. Bu şekilde algı yaratarak politikayı da bunun üzerine oturtarak, hiçbir mesafe kat edemeyiz. Hükümet, Kobane ile açık dayanışma içine girmeli ve direnen halkla koordineli bir çalışma yürütmelidir. Buradaki halkı engellemek, coplamak yerine, halkla iş birliği içinde ortak çalışarak IŞİD’e karşı mücadele etmelidir” vurgusu yaptı.

‘Kürdistan halkları artık kurban olmayacak’

Ardından konuşan Kamuran Yüksek ise “20’nci yüzyılın başında olduğu gibi 21’inci yüzyılda da Kürdistan halklarını yine bölge denklemlerine, uluslararası dengelere kurban etmeye çalıştılar. Ama bu yüzyılın başında sizler, bizler birlikte mücadelemizle şunu söylüyoruz: 21’inci yüzyılda Kürdistan halkları artık kurban olmayacaktır. Sizin buradaki duruşunuz bunun kanıtıdır. 40 yıllık mücadelemiz, Şengal’de gösterilen pratik, Kobanê için gösterilen mücadele yarın gerekirse Rojhılat için gösterilecek. Mücadele Kürdistan halkının 21’inci yüzyılda mutlaka, ama mutlaka özgürleşeceğinin kanıtıdır. Bu mücadeleler aynı zamanda uluslaşmamızın da göstergesidir. Suruç, Şengal oluyor, Şengal Mahabad oluyor” ifadelerini kullandı.

‘Su ekmeğe değil silaha ihtiyacımız var’

Çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla Suruç’a gelen Rojava Halk Meclisi Kobanê Divanı Eş Başkanı Eyşe Efendî ise Kobanê direnişinden selam yollayarak başladığı konuşmasında, “Bugün çağrımız uluslararası devletlere, Amerika, Türkiye’ye tamamıyla DAİŞ ile işbirliği yapıyorlar. YPG/YPJ 2-3 yıldır direniyor. Kürt halkı direniyor, hafif silahlarla. Apocu ruhla, Önder Apo’nun felsefesiyle çetelerin ağır silahlarına karşı geliyor. Direniş ruhuyla başarıyoruz. Herkese çağrımızdır, YPG’ye ağır silah gönderin. Su veya ekmek istemiyoruz, aç değiliz. Mirasımız var, Kandil’de kardeşlerimiz var. Erdoğan’a sesleniyoruz, ikircikliği bırak, sınırın ışıklarını kapatıp çeteleri Kobanê’ye geçirme. Ey Erdoğan, biz Kobanê Suruç’la birdir, Kandil’le birdir, Güney ile birdir, dört parçayla biriz. Özellikle Başur Kürdistan’a sesleniyoruz” dedi.

Açıklamanın ardından heyet, direniş nöbetinin sürdüğü diğer köylere geçti.(DİHA)