Türk medyasının Kobane ile imtihanı – Neşe Yavuz


Günlerdir Kobanê’de süren direnişin ardından dün yaşanan çatışmalar önceki günlere göre daha şiddetliydi. Bu kritik süreçle birlikte HDP başta olmak üzere birçok kurum, halkı Kobane’ye destek eylemleri düzenlemeleri adına sokağa çağırdı. Halk, Kobane’ye destek verme amacıyla eylemler düzenlemeleri ile birlikte polisin saldırıları ile karşılaştı, ülke adeta yangın yerine döndü. En az 18 şehit verildiği söylenirken, ana akım medyanın dün tüm gün boyunca bu olaylara sessiz kalması, özellikle de Gezi sürecinde yandaş medyayı eleştiren yayın kuruluşlarının bile sessiz kalması medyadaki tüm ikiyüzlülüğü ortaya koymuş bulunmakta.

Gezi sürecinde Halk TV, diğer medya kuruluşlarını AKP’nin destekçiliğini yapmakla suçlayarak, böyle gazetecilik olmaz imalarında bulunmuştu. Fakat tüm bunları ifade eden kanal, dün gece belgesel yayınlayarak yandaş medyadan bir farkı olmadığını bize göstermiş oldu. Zaten ulusalcı kimliğe sahip bir yayın kuruluşundan da böyle bir şey beklenirdi. Halk TV’nin yanı sıra, Oda TV de Gezi sürecine destek verip, Kobane eylemlerinde provokatör görevi üstlenen yayın kuruluşları arasında. Tüm bu yaşananlar, Kürt halkının katledilmesine ses çıkarılmaması bu ikiyüzlülerin maskelerinin düşmesine sebep oldu.

Sınır hattında askerlere poz verdirterek mizansen görüntüler yaratıp, asparagas haber yapan gazetelerin Kobane’ye destek eylemlerini ise sadece orayı burayı yakmak olarak yansıtması, ölen insanları görmezden gelmesi umarım ileride kendileri için bir vicdan hesaplaşmasına sebep olur. Gezi eylemleri sırasında yanan, yıkılan kamu mallarını ‘yeter ki insanlara zarar gelmesin’ diyerek önemsemeyenler, şimdi ise yanan otobüslerin, binaların derdine düşmüşler. İşin bir diğer düşündürücü tarafı ise Erdoğan’ın Gezi sürecinde “Ekonomimiz darbe aldı” söylemlerini eleştiren CHP’nin,  şu anda kendi içinden de aynı sesleri yükseltmesi oldu.  Twitter üzerinden bir mesaj atan CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, “İstanbul Esenyurt.. Yazık bu ülkeye yazık. Bugün acaba dolar ne olacak? Ekonomi nasıl etkilenecek. Ben buna bakarım” ifadelerinde bulundu. Normalde CHP’nin muhalif seslere destek verdiği söylemlere yer vermeyen medyanın bunlara yer vermesi de ilginç tabi.   Partilerin de kendi kardeşlik mesajlarına tezat hareketlerde bulunmaları Türkiye’nin bugünkü durumunu çok net bir şekilde ortaya koymakta. Bu söylemler ise sadece işlerine geldikleri zaman ifade edilmekte, başka zamanlarda da zulme sessiz kalıp zulmeden kadar suçlu olmaktadırlar.

İki gündür televizyonlarda, gazetelerde ve haber sitelerinde takip ettiklerimiz sonucunda rahatça söyleyebiliriz ki tüm Türk medyası Gezi sürecinden bu yana büyük bir sınav vermekte ve başarısız olmaktadırlar. Bu da bana ve benim gibi birçok insana zamanında internet kullanımının yaygın olmadığı sıralarda verilen haberlerin gerçekçiliğini sorgulatmıştır. Gözümüzle görmediğimiz şeylere prim vermememiz gerektiğini anlamalı ve provoke edici eylemlere, söylemlere kanmamalıyız.