IŞİD’den bir vahşet daha: Zihinsel engelli birisini infaz ettiler

IŞİD çetelerinin vahşetine her gün bir yenisi ekleniyor. 60 gün önce Kobanê’yi işgal saldırılarına başlayan DAİŞ çeteleri, işgal girişiminin ilk gününde Kobanê’nin güneyinde bulunan Pendir köyüne saldırıyor. Saldırı esnasında köyde sadece üç kişi bulunuyor. “Asla köyümüzü terk etmeyiz” diyerek köyden hiç ayrılmayan zihinsel engelli 35 yaşındaki Zehir Kurdî’nin başı kesilirken, 39 yaşındaki Ethem Nebo esir alınıyor, babası 60 yaşındaki Nebo Mislim’den ise o günden bu yana bir daha haber alınamıyor. 50 gün esaret koşullarında işkenceye maruz kalan Ethem Nebo’nun kelepçeden dolayı sol kolu felç oluyor.

‘ZEHİR’İN BAŞINI KESTİLER BABAM DA KAYIP’

DAİŞ çetelerinin esir aldığı Ethem Nebo, o günü şöyle anlatıyor: “DAİŞ çeteleri Kobanê’ye yönelik saldırılarının ilk gününde Kobanê’nin güneyindeki Pendir köyünde bulunan herkes Suruç’a doğru yola çıktı. Ancak köyün delisi olan Zehir Kurdî ile babam Nebo Mislim köyü terk etmek istemedi. Babam köyü terk etmeyince ben de gitmeyeceğim dedim. Cerablus tarafından yola çıkan çetelerin gelişini izlemek için arabayla köyün dışındaki fıstık bahçesine saklandım, o sırada çeteler gelip beni esir aldı. Çeteler köye girdiğinde ilk olarak köyü terk etmeyen 35 yaşındaki zihinsel engelli Zehir’in başını kestiler ama babama ne yaptıklarını öğrenemedim. Beni de Cerablus’a götürdüler.”

CERABLUS’TA İŞKENCE

Cerablus’ta çok sayıda Kürdün esir tutulduğunu ve büyük işkencelere maruz kaldıklarının altını çizen Ethem Nebo, kendisinin gördüğü işkenceleri şöyle aktarıyor: “Benim de ellerimi kelepçeleyip, Filistin askısına atarak işkence yapmaya başladılar. Her ayıldığımda kendilerine, ‘Başımı kesin kurtulayım’ diyordum. Karşıma getirdikleri sivil insanlar için ‘Bunun YPG’li olduğunu söylersen, seni askıdan indiririz’ dememi istediler.  Ancak ben bu insanları hayatımda görmemişim dediğimde, kırbaçlarla dövmeye başladılar. 50 günüm dolduktan sonra beni Mimic’e götürdüler. Artık işkenceden kurtulmuştum ya başımı keseceklerdi ya da serbest bırakacaklardı. Daha sonra beni serbest bırakıp ‘Bir daha buralarda görünme’ dediler. O sözde Müslüman DAİŞ çeteleri hiçbir dinde olmayan işkenceleri bana yaptılar. Şimdi sol kolum felç olmuş.”

‘BABAMI DA ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİRLER’

Ethem Nebo, babasının akıbetini ise bilmiyor. Babasını hiç görmediğini belirten Nebo, “DAİŞ’in eline düşmeyi babamı korumak için göze aldım. Ancak babamı ne koruyabildim, ne de akıbetine ulaşabildim” diyor. “Esir olduğum yere babamı hiç getirmediler. Babamı ya köyde katlettiler ya da esir alıp başka bir yere götürdüler” diyen Nebo, köylülerin tüm ısrarına rağmen köyü terk etmeyi kabul etmeyen zihinsel engelli Zehir Kurdî’nin ise başının çeteler tarafından kesildiğini kaydediyor.  Nebo, “DAİŞ köyünü ölüm pahasına da olsa terk etmeyen zihinsel engellinin başını kesmişse, babam da köyü terk etmemekte ısrarlıydı, onu da katletmiş olabilirler” diyerek, babasının akıbetiyle ilgili kuşkularını dile getiriyor.

‘ARTIK DÜNYA BUNLARIN ZULMÜNE YETER DESİN’

Kendisinden bir daha haber alınamayan Nebo Mislim’in eşi Xalide Şaki Elî, DAİŞ çetelerinin sivil insanlara yaptığı zulmü asla unutmayacaklarını kaydederek, şöyle konuşuyor: “Eşim kendi köyünde doğup büyüdüğünü ve asla mülteci bir yaşamı kabul etmeyeceğini söyleyerek bizimle gelmeyi ret etti.  Köyümüz halen DAİŞ’in işgali altında olduğu için hiçbir haber alamıyoruz. Umarım bir an önce köyümüze döneriz bu katliamı Kürt halkı yüz yıllarca unutmayacak. Sivil ve savunmasız yaşlı eşim hangi dine, hangi inanca, hangi sultana ve padişaha zararı dokunmuştu? Biz, kendi tarlasına giden, kendi toprağından geçinen insanlarız. Biz DAİŞ denilen bu kafa kesenlere ne zararımız dokunmuş? Lütfen artık dünya bunların zulmüne bir yeter desin, hepimiz talan olduk, şimdi biz yersiz yurtsuz yaşasak ne anlamı vardır?”  (DİHA)

isid-mnyk

Yoruma kapalı