Boğaziçi Üniversitesi (İÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yardımcı Doç. Dr. Nazan Üstündağ, Demirtaş’ın seçimde yakaladığı başarıyı değerlendirdi. Üstündağ’ın kısa değerlendirmesi şöyle;
”Demirtaş benim beklediğimin üzerinde bir oy aldı. Bu televizyon kanallarında kurulan söylemler büyük etki etmiyor oy dağılımına. Ancak bu kez hem Demirtaş’ın kullandığı dil, kampanya ve hem de Alevilerle girdiği ilişkiler sonuçları ciddi şekilde etkiledi. Çok memnuniyet verici bir sonuç alındığını düşünüyorum.
Kürt sorununda çözüm sürecinden bahsetmeyen Ekmeleddin İhsanoğlu’na bakıldığında ise aldığı oyların az oluşu, toplumun büyük bir kesiminin çözüm sürecinin ilerlemesini istediğini gösteriyor. Bu bizim alacağımız önemli bir veri. Kürt siyaseti, HDP, tüm siyasiler açısından bu ders önemli. İkincisi ise gerilim hatlarının değiştiğini görüyoruz. Daha önce laiklerle dindarlar arasındaydı. Şu an da mezhep hattı da açıldı. Alevilerin oylarının değişmeye başladığını görüyoruz. Kadın oyları diye bir oy çıktı ortaya. Yeni çatışma alanları ortaya çıktı. Bu seçimden çıkan sonuçları iyi değerlendirmek gerekiyor. En önemli sonuç MHP’nin oylarının da Erdoğan’a kaydığı, Demirtaş’ın oylarının da paralel biçimde arttığıdır.
Eğer HDP daha fazla başarılı olmak istiyorsa tavrını buna göre belirlemeli. Kürt – Türk dışında çatışma alanları var. Buralarda HDP’nin sözlerinin güçlü olması gerekiyor. Yeni bir süreç. Emekçilerin çıkarları, mücadele hattı. Çünkü bizim en önemli meselemiz AKP’den de oy almak. CHP’den oy alındı. Ama AKP’den alınmadığı sürece ana muhalefet olmanız mümkün değil. İlkelerle bu böyle ama sayıyla olunmak istiyorsa AKP’den, emekçilerden, mahallelerden, dindarlardan oy almamız gerekiyor. Bu da yeni cepheler açarak, bu cepheleri daha gerçek cepheler haline getirerek olacak bir şey.
Sonuçta AKP’nin ve Kürt özgürlük hareketinin Ortadoğu projeleri var. Bunun gelecekte çatışmaya girmesi de muhtemel. AKP’den alınan oylar bunu mümkün kılabilir. Dindarlığı, Ortadoğu’yu, emekçiliği, ezilmişliği yeniden tarif etme anlamına gelecek. Bu noktada önemli olan yeni cepheler açmak. Çünkü bizim en önemli meselemiz AKP’den de oy almak. Bu olmadığı sürece ana muhalefet olmanız mümkün değil.
Demirtaş başarılı bir siyasetçi. Ancak gelinen noktanın da yıllardan beri 1999’dan, 2000’lerden beri Kürtlerin barış projelerinin tamamının sonucu olduğunu düşünüyorum. Dört beş aylık bir kampanyaya mal edilebilecek bir durum değil. Uzun zamandan beri Kürtler ve Kürt özgürlük hareketi, etrafındaki demokratik güçlerle birlikte açlık grevlerinden enternasyonal çerçeveler kurmuşlardır ki, Demirtaş’ın etkin siyaseti kendini bulabildi. Bir tek kişiye değil bir bütün olarak Kürt özgürlük hareketine ve çevresiyle uyumlu çalışmasına mal etmek gerektiğini düşünüyorum.” (ANF)